بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَلَا تُطِعِ ٱلْكَٰفِرِينَ وَجَٰهِدْهُم بِهِۦ جِهَادًا كَبِيرًا ٥٢

O halde sakın kafirlerin uzlaşma önerilerini kabul etme; Kur'an'a dayanarak olanca gücünle onlarla mücadele et.

– Seyyid Kutub

وَهُوَ ٱلَّذِى مَرَجَ ٱلْبَحْرَيْنِ هَٰذَا عَذْبٌ فُرَاتٌ وَهَٰذَا مِلْحٌ أُجَاجٌ وَجَعَلَ بَيْنَهُمَا بَرْزَخًا وَحِجْرًا مَّحْجُورًا ٥٣

O, birinin suyu tatlı ve içmeye elverişli ve öbürününki acı ve tuzlu olan iki denizi birbirine saldı, fakat bu iki tür suyun birbirine karışmasını önleyen bir engel, aşılmaz bir set koydu.

– Seyyid Kutub

وَهُوَ ٱلَّذِى خَلَقَ مِنَ ٱلْمَآءِ بَشَرًا فَجَعَلَهُۥ نَسَبًا وَصِهْرًاۗ وَكَانَ رَبُّكَ قَدِيرًا ٥٤

O sudan insanı yarattı ve bu insandan suyun taşıyıcısı erkek ile akrabalığın sürdürücüsü olan dişiyi meydana çıkardı. Rabbinin gücü herşeye yeter.

– Seyyid Kutub

وَيَعْبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَنفَعُهُمْ وَلَا يَضُرُّهُمْۗ وَكَانَ ٱلْكَافِرُ عَلَىٰ رَبِّهِۦ ظَهِيرًا ٥٥

Onlar, Allah'ı bir yana bırakarak kendilerine ne fayda ve ne de zarar vermeye güçleri yetmeyen sözde ilahlara taparlar. Her kafir Rabb'inin düşmanlarının destekçisidir.

– Seyyid Kutub

وَمَآ أَرْسَلْنَٰكَ إِلَّا مُبَشِّرًا وَنَذِيرًا ٥٦

Ey Muhammed, biz seni sırf müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

– Seyyid Kutub

قُلْ مَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِلَّا مَن شَآءَ أَن يَتَّخِذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ سَبِيلًا ٥٧

Bu duyurma görevim karşılığında sizden herhangi bir ücret istemiyorum. Tek isteğim, dileyenlerinizi Rabb'lerine götüren yola girmeleridir.

– Seyyid Kutub

وَتَوَكَّلْ عَلَى ٱلْحَىِّ ٱلَّذِى لَا يَمُوتُ وَسَبِّحْ بِحَمْدِهِۦۚ وَكَفَىٰ بِهِۦ بِذُنُوبِ عِبَادِهِۦ خَبِيرًا ٥٨

Sen ölümsüz, diri olan Rabb'ine güven; onu överek her türlü noksanlıktan tenzih et. Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeterlidir.

– Seyyid Kutub

ٱلَّذِى خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِى سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ ٱسْتَوَىٰ عَلَى ٱلْعَرْشِۚ ٱلرَّحْمَٰنُ فَسْـَٔلْ بِهِۦ خَبِيرًا ٥٩

O gökleri, yeryüzünü ve ikisi arasındaki tüm varlıkları altı günde yarattı, sonra Arşa kuruldu. O'nun rahmeti boldur. Onu bir bilene sor.

– Seyyid Kutub

وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱسْجُدُواْ لِلرَّحْمَٰنِ قَالُواْ وَمَا ٱلرَّحْمَٰنُ أَنَسْجُدُ لِمَا تَأْمُرُنَا وَزَادَهُمْ نُفُورًا۩ ٦٠

Onlara «Rahman'a secde edin» denildiğinde «Rahman da ne oluyor? Senin secde etmemizi emrettiğin ilah'a secde eder miyiz hiç?» derler. Bu çağrı nefretlerini daha da arttırır.

– Seyyid Kutub

تَبَارَكَ ٱلَّذِى جَعَلَ فِى ٱلسَّمَآءِ بُرُوجًا وَجَعَلَ فِيهَا سِرَٰجًا وَقَمَرًا مُّنِيرًا ٦١

Gökteki gezegenlere yörüngeler belirleyen, orada ışık kaynağı olan güneşi ve aydınlık saçan ayı yaratan Allah'ın şanı yücedir.

– Seyyid Kutub

وَهُوَ ٱلَّذِى جَعَلَ ٱلَّيْلَ وَٱلنَّهَارَ خِلْفَةً لِّمَنْ أَرَادَ أَن يَذَّكَّرَ أَوْ أَرَادَ شُكُورًا ٦٢

O, düşünmek ya da şükretmek isteyenler için gece ile gündüzü birbirine ardışık yapmıştır.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu